Cilt 16 Sayı 2

Amaç: Prostat biyopsisi yapılan hastalarda hasta memnuniyetini etkileyen faktörleri araştırmak.
Gereç ve Yöntemler: Transrektal ultrasonografi (TRUS) eşliğinde prostat biyopsisi yapılmasına karar verilen, yaşları 48 ile 86 arasında değişen 241 hastanın 237’si prospektif olarak değerlendirildi. İşlem öncesinde hastaların yaşı, vücut kitle indeksi (VKI), prostat spesifik antijen (PSA) değerleri, prostat hacmi, pozitif parmakla rektal muayene (PRM) bulguları ve biyopsi endikasyonları kaydedildi. Biyopsi esnasında hisedilen ağrı düzeyi, görsel ağrı skorlama (VAS) ile puanlandı. Biyopsi sonrasında hasta memnuniyeti 4 puanlık ölçek ile değerlendirildi.

Bulgular: Değerlendirmeye alınan 237 hastadan 92’si işlemden memnun değil iken, 145 hasta memnundu. Grup 1 ve Grup 2’nin ortalama yaşları 65,9±8,1 ve 66,1±7,6 yıl, VKI 27,7±4,0 ve 26,3±3,9 kg/m2, PSA düzeyleri 58,6±304,6 ve 17,9 ± 68,1 ng/ml, Prostat hacmi 59,4 ± 51,8 ve 51,8 ± 28,7 cc Ortanca VAS skoru sırasıyla 4 (3-6) ve 4 (2,5-6) idi. PRM bulguları pozitif olan grubun memnuniyet düzeyi 3 (2-3) iken, negatif olan grubun 3 (2-3) olarak bulundu. Tümor varlığı pozitif olan grubun memnuniyet düzeyi 3 (2-3) bulunurken, tümor bulunmayan grubun memnuniyet düzeyi 3 (2-3) idi. Perinöral invazyon görülen grubun memnuniyet düzeyi 3 (2-3)iken, görülmeyen grubun memnuniyet düzeyi 3 (2-3) olarak bulundu.

Sonuç: TRUS eşliğinde yapılan prostat biyopsilerinde hastanın memnuniyet düzeyi ile hastanın yaşı, serum PSA düzeyi, prostat hacmi, hissedilen ağrı düzeyi, pozitif PRM bulgusu, pozitif tümor patolojisi veya histolojik olarak tumorün perinöral invazyonu arasında ilişki saptanmadı. BMI ile memnuniyet düzeyi arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki mevcuttu.

Anahtar Kelimeler: Hasta memnuniyeti, Ağrı düzeyi, Prostat biyopsisi, Pozitif tümor patolojisi, Perinöral invazyon.

Amaç: Double J (DJ) stentler üroloji pratiğinde sıklıkla kullanılmaktadır. Çıkarılması unutulan DJ stentler ciddi komplikasyonlara neden olabilir. Bu çalışmada kliniğimizde opere edilen 49 unutulmuş üreteral stent vakalarıyla ilgili deneyimlerimizi paylaşmayı amaçladık.

Gereç ve Yöntemler: Kliniğimizde 2013-2023 yılları arasında unutulmuş üreteral stent nedeniyle opere edilen hastaların verileri retrospektif olarak toplandı. Yaş, cinsiyet, taraf, başvuru şikayeti, stent kalış süresi, stent endikasyonu, uygulanan cerrahi, komplikasyon, ek girişim ve taşsızlık durumu kaydedildi.

Bulgular: Unutulmuş stent nedeniyle opere edilen 49 hastanın 19’u (%38,8) kadın, 30’u (%61,2) erkekti. Hastaların ortalama yaşı 47,06±14,11 (min:18/max:79) idi. Ortalama stent kalış süresi 16,2±21,1 (min:3/max:120) aydı. Otuz hastaya taş cerrahisi nedeniyle stent takılırken, 9 hastaya profilaktik, iki hastaya üreter yaralanması ve 8 hastaya da hidronefroz nedeniyle takılmıştı. Hastaların 9’una sistolitotripsi, 26’sına üreteroskopi (flexible üreterorenoskopi dahil), birine perkütan nefrolitotomi, 11’ine endoskopik kombine tedavi, ikisine ise açık cerrahi uygulandı.

Sonuç: Unutulmuş üreteral stentler ciddi komplikasyonlara neden olabilmektedir. DJ stent takılan hastalar unutulmuş stentlere bağlı komplikasyonlar hakkında bilgilendirilmelidir.

Anahtar Kelimeler: Üreteral kateter, unutulmuş DJ, taşlaşma, stent kalış süresi

Amaç: Üreteral obstrüksiyon intrensek veya ekstrensek ayrıca benign veya malign etyolojiye bağlı olarak gelişebilmekte ve renal fonksiyon kaybına, ağrı ve nüks üriner sistem enfeksiyonlarına sebep olabilmektedir. Etyolojiye yönelik küratif cerrahi tedaviler her zaman mümkün olmamaktadır. Bu çalışmada üreteral obstrüksiyonu olan ancak küratif cerrahi yapılamayan hastalarda uzun ömürlü DJ stent kullanımının etkinliğini ve güvenilirliğini araştırmayı amaçladık.

Gereç ve Yöntemler: İstanbul Medeniyet Üniversitesi Göztepe Prof. Dr. Süleyman Yalçın Şehir Hastanesi Üroloji Kliniği’nde 2015-2022 yılları arasında üreteral obstrüksiyon nedeniyle uzun ömürlü DJ stent uygulaması yapılan ve bu şekilde takip edilen 131 hasta retrospektif olarak değerlendirildi. Hastaların demografik verileri, üreteral obstrüksiyon etyolojisi, takip süresi ve komplikasyonları kaydedildi. Hastalara 4,8F-26cm, Boston Percuflex™Plus üreteral stent kullanıldı ve yılda bir kez değiştirilmesi planlandı.

Bulgular: Çalışmaya dahil edilen 131 hastanın 40’ında (%30,53) malign üreteral obstrüksiyon, 91’inde (%69,47) ise benign üreteral obstrüksiyon mevcuttu. Ortalama takip süresi 35,4 ay olarak bulundu. Takipleri süresince 18 (%13,74) hastada stent ilişkili ağrı, dizüri gibi semptomlar, 11 (%8,39) hastada tekrarlayan üriner sistem enfeksiyonu, 8 (%6,1) hastada enkruste DJ stent, 3 (%2,29) hastada DJ stent migrasyonu ve 1 (%0,76) hastada ise kan transfüzyonu gerektiren hematüri geliştiği görülmüştür.

Sonuç: Çalışmamızda gösterilmiştir ki, uzun ömürlü üreteral DJ stent kullanımı, malign ve benign üreteral obstrüksiyonlarda güvenilir ve etkin bir seçenektir.

Anahtar Kelimeler: Üreteral obstrüksiyon, Uzun ömürlü DJ stent, Küratif cerrahi

Amaç: Kliniğimizde uyguladığımız, laparoskopik radikal prostatektomi sırasında dorsal ven kompleksinin (DVC) kontrolü sonrası devam eden sızıntı şeklindeki kanamaları durdurabilecek bir teknik ipucu ve sonuçlarını sunmayı amaçladık.

Gereç ve Yöntemler: Çalışmaya Mayıs 2021 ile Ağustos 2023 tarihleri arasında ekstraperitoneal laparoskopik radikal prostatektomi uygulanan hastalar dahil edildi. Tüm hastalara DVC’den gelen minimal kanamayı kontrol altına almak amacıyla üretradan 16 Fr foley kateter yerleştirildi ve 25 mL’lik şişirilmiş balon ile 15 dk süreyle traksiyon uygulandı. Hastaların demografik özellikleri, Prostat Spesifik Antijen (PSA) değerleri, gleason skoru, prostat hacmi ve ameliyat süresi kaydedildi.

Bulgular: Toplam 95 hasta dahil edildi. Ortalama yaş, PSA, prostat volümü değerleri sırasıyla 67,2 (49- 76) yıl, 8,43 (4-21) ng/ml, 46,32 (28-79) ml iken, medyan gleason skoru değeri ise 6 (6-8) idi. Operasyon süreleri ise ortalama 162,5 (126-237) idi. Ortalama olarak ameliyat süreleri çalışmaya katılmayan hastalarınkinden farklı değildi.

Sonuç: Bize göre kateter balon kompresyonu, kanamayı kontrol etmek ve net görüntüleme altında anastomozu kolaylaştırmak için güvenli ve uygulanabilir bir tekniktir. Bu tekniğin prospektif, randomize, çift kör çalışmalarla desteklenmesi gerekmektedir.

Anahtar Kelimeler: Prostat Kanseri, Dorsal Ven Kompleksi, Laparaskopi