
Editör Kurulu Mesajı
Prof.Dr. R. Gökhan ATIŞ
Yayın Kurulu
Hakem Listesi
İçindekiler
Özgün Araştırma
Mekanik Litotriptör: Göz Ardı Edilen Bir Teknolojiye Modern Bir Yaklaşım
Halil Ibrahim Ivelik, Okan Alkis, Mehmet Sevim, Ibrahim Guven Kartal, Seref Coser, Hüseyin Özgür Kazan, Bekir Aras
Özet
Amaç: Mesane taşları, üriner sistem taş hastalıklarının önemli bir alt grubunu oluşturur ve özellikle benign prostat hiperplazisi olan bireylerde ve üriner disfonksiyon yaşayan nörolojik hastalarda, 60 yaşın üzerindeki erkeklerde sıkça görülür. Teknolojik ilerlemeler, mesane taşlarının tedavisinde transüretral sistolitotripsi, ekstrakorporeal şok dalga litotripsi (ESWL), perkütan sistolitotripsi ve açık sistolitotomi gibi çeşitli yöntemlerin geliştirilmesine olanak sağlamıştır. Mekanik litotriptörler, uzun bir geçmişe sahip olmalarına rağmen, lazer litotripsi gibi yeni teknolojilerin lehine günümüzde daha az tercih edilmektedir. Bu çalışma, mesane taşlarının tedavisinde mekanik litotriptörlerin etkinliğini ve güvenliğini değerlendirmektedir.
Gereç ve Yöntemler: Bu retrospektif çalışmaya, Ocak 2020 ile Ocak 2023 tarihleri arasında Kütahya Sağlık Bilimleri Üniversitesi Evliya Çelebi Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde mesane taşı nedeniyle ameliyat edilen 194 hasta dahil edilmiştir. Dahil edilme kriterleri, endoskopik girişim tercih edilen 18 yaşından büyük erkek hastalar ile preoperatif ve postoperatif verilerine ulaşılabilen hastaları kapsamaktadır. Açık cerrahi yöntem uygulanan ve eksik verileri olan hastalar çalışmaya dahil edilmemiştir. Cerrahi yöntemler olarak 30 Watt Holmium Lazer ile litotripsi ve Mauermayer’s Stone punch litotriptörü ile litolapaksi işlemleri uygulanmıştır. Demografik veriler, operasyon süreleri, kullanılan cerrahi ekipmanlar, taş boyutu, postoperatif komplikasyon ve sistolitotripsi sonrası yapılan ek tedaviler retrospektif olarak değerlendirilmiştir. Veriler SPSS 24.0 paket programı kullanılarak analiz edilmiştir.
Bulgular: Mekanik litotripsi grubunda (n=140) yaş ortalaması 65,44±14,74 yıl, lazer litotripsi grubunda (n=54) ise 67,91±14,58 yıl idi (p=0,297). Mekanik grubunda 117 hasta spinal anestezi, 23 hasta genel anestezi ile, lazer grubunda ise 44 hasta spinal ve 10 hasta genel anestezi ile opere edildi (p=0,728). Ek cerrahi girişimler her iki grupta da gereksinim duyulmuş olup, anlamlı fark bulunmamıştır (p=0,360). Litotripsi süresi mekanik grupta 52,29±28,86 dk, lazer grubunda ise 62,69±22,83 dk idi (p=0,01). Taş boyutlarında gruplar arasında anlamlı fark saptanmamıştır. Komplikasyon oranları benzer olup, mekanik grupta 133 hasta, lazer grubunda ise 52 hasta komplikasyonsuz olarak kaydedilmiştir (p=0,809).
Sonuç: Mekanik litotripsi, lazer litotripsi ile karşılaştırıldığında daha kısa cerrahi süre ve benzer komplikasyon oranları sunmaktadır. Mekanik litotriptörler, cerrahi deneyime sahip merkezlerde mesane taşlarının tedavisinde etkin ve güvenilir bir seçenek olarak kalmaya devam etmektedir. Bu çalışma, mekanik litotriptörlerin güvenliği ve etkinliği konusunda mevcut literatüre katkıda bulunmaktadır.
Anahtar Kelimeler: ürolityazis, litotripsi, lazer litotripsi, mekanik litotripsi
Özgün Araştırma
Radikal Orşiektomi Uygulanan Olguların Retrospektif Klinikopatolojik Değerlendirmesi: Tek Merkez Deneyimi
Ali Erhan Eren, Selim Taş
Özet
Amaç: Testis tümörleri, nadir görülmekle birlikte, tüm erkek malignitelerinin %1-2’sini oluşturur ve germ hücreli tümörler (GHT’ler) baskın alt tiptir. Bu çalışmada, Ocak 2016 ile Ocak 2021 tarihleri arasında tek bir kurumda şüpheli testis tümörü nedeniyle radikal orşiektomi uygulanan 102 hastanın klinikopatolojik özellikleri retrospektif olarak değerlendirilmiştir.
Gereç ve Yöntemler: Demografik ayrıntılar, tümör belirteçleri, histopatolojik bulgular ve metastaz durumu dahil olmak üzere veriler analiz edildi.
Bulgular: Ortalama hasta yaşı 34,5 ± 11,5 yıldı ve tümörlerin %51’i sağ testiste yerleşmişti. Olguların %88’inde germ hücreli tümör tespit edilirken, seminomlar %46,1’ini oluşturdu.
Sonuç: Hastaların %32,3’ünde seminomatöz olmayan mikst GHT’ler bulunmuştur. Özellikle, vakaların %8,8’inde kriptorşidizm öyküsü vardı ve hastaların %46’sında lenfovasküler invazyon gözlendi. Çalışmada ayrıca, cinsiyet kord stromal tümörlerinin nadir bir varyantı olan Sertoli hücreli tümörlerin mevcut literatüre kıyasla beklenmedik şekilde daha yüksek bir insidans tespit edilmiştir. Bu bulgular testis tümörlerinin klinikopatolojik spektrumunun anlaşılmasına katkıda bulunmakta ve erken tanı ve tedavinin önemini vurgulamaktadır.
Anahtar Kelimeler: Radikal orşiektomi, testis tümörü, seminom
Özgün Araştırma
Avrupa Üroloji Derneği Tarafından Hazırlanan Böbrek ve Üreter Taşı Hasta Bilgilendirme Formu, Bilgilendirme Açısından Yeterli Midir? Anket Çalışması
Görkem Özenç, Fatih Sandıkçı, Gözde Doğan, Hüseyin Mert Durak, Ahmet Emin Doğan, H.N.Göksel Göktuğ
Özet
Amaç: Hastaların hastalıklarını anlamaları ve hasta-hekim iletişiminin yanı sıra hastaların tedavi sürecine aktif katılımı, hastalık yönetiminde kritik bir rol oynamaktadır. Çalışmamızda Avrupa Üroloji Derneği (EAU) tarafından hazırlanan üriner sistem taş hastalığına ilişkin bilgilendirme formunun etkinliğinin belirlenmesi amaçlanmıştır.
Gereç ve Yöntemler: Çalışmamıza Mart 2023 ile Temmuz 2023 tarihleri arasında kliniğimizde üriner sistem taş hastalıkları nedeniyle ameliyat edilen 80 hasta dahil edildi. Üreter ve böbrek taşı olan hastalara, Üreterorenoskopi (URS) ve Retrograd İntrarenal Cerrahi (RIRS) ameliyatları yapıldı. Hastalara EAU’nun üriner sistem taş hastalığı bilgilendirme formu sunuldu. Bilgi düzeyleri bir anket formu kullanılarak değerlendirildi.
Bulgular: 80 hastadan 71’i (%88,75) bilgilendirme formunu okuduktan sonra taş oluşumu hakkındaki bilgilerinde anlamlı bir artış gösterdi (p:0,001, p<0,05). Taş tedavisi ile ilgili bilgilendirmeyi takiben, 66 (%82,5) hasta bilgi düzeyinin arttığını bildirmiştir. Anksiyete düzeyleri de değerlendirilmiştir. 16 (%20) hastada anksiyetede artış (p:0,087, p>0,05) ve 27 (%33,75) hastada aksiyetede azalma (p:0,087, p>0,05) görülmüştür. Ek olarak; 73 (%91,25) hastanın, taş oluşumuyla ilgili diyet bilgisinde artış görüldü (p:0,001, p<0,05) ve 41 hasta (%51,3), hasta bilgilendirme kılavuzunu çok faydalı buldu.
Sonuç: EAU Üriner Sistem Taş Hastalıkları Bilgilendirme formlarının hastalar için etkili bir eğitim aracı olduğu kanıtlanmıştır. Bu formlar, genel hasta memnuniyetini artırma konusunda umut vaat etmektedirler. Hastanın eğitim durumu da bilgilendirme sürecini etkilemektedir.
Anahtar Kelimeler: diyet, anksiyete, taş oluşumu, bilgilendirilmiş onam, üriner sistem taşları
Özgün Araştırma
Yaşlı Hastalarda Perkütan Nefrolitotomi Komplikasyonu Öngörücü Faktörleri
Taha Çetin, Derşan Onur
Özet
Amaç: Böbrek taşı nedeniyle perkütan nefrolitotomi yapılan 65 yaş üstündeki hastalarda komplikasyonu ve rezidü taşı öngören faktörleri araştırmak.
Gereç ve Yöntemler: Kliniğimizde 11/2008 ile 08/2018 tarihleri arasında böbrek taşı nedeniyle perkütan nefrolitotomi (PCNL) yapılan 1114 hastanın verileri retrospektif olarak tarandı. 65 yaş üstündeki 122 hastanın preoperatif tomografileri ve taş skorlama sistemlerinin değerlendirdiği taş boyutu, taşın yoğunluğu, skopi süresi, ameliyat süresi ve nomogramlar gibi parametreler ile postoperatif komplikasyon ve taşsızlık durumları karşılaştırıldı. Hastalar taşsızlık ve komplikasyon durumlarına göre gruplara ayrıldı ve her iki durum için grup içi değerlendirme yapıldı.
Bulgular: Cinsiyet, VKİ ve taş yoğunluğu rezidü taş olan ve olmayan grupta istatistiksel olarak farklı değildi. Ancak rezidü taşı olan grupta böbrek anomalisi, GUY’s skoru, CROES skoru, Staghorn taş varlığı, kan transfüzyon oranı, komplikasyon oranı ve skopi süresi anlamlı olarak daha yüksek saptandı. Postoperatif taşsızlık oranı ile boy ve CROES arasında istatistiksel olarak anlamlı derecede ilişki saptanırken komplikasyon oranı değerlendirildiğinde sadece kilo ve skopi süreleri faktörlerinin istatistiksel olarak anlamlı ilişki saptandı.
Sonuç: Perkütan nefrolitotomi yaşlı hastalarda da güvenle uygulanabilir. Ancak daha genç popülasyona göre komplikasyon oranlarının daha yüksek olması preoperatif değerlendirmede ve ameliyat sürecinde unutulmaması gereken önemli bir noktadır.
Anahtar Kelimeler: Yaşlı, perkütan nefrolitotomi, komplikasyon, nomogram, öngörücü
Olgu Sunumu
Mesanenin Nadir Bir Olgusu: İnflamatuar Miyofibroblastik Tümörü
Furkan Yıldız, Aysu Yıldız
Özet
İnflamatuar miyofibroblastik tümör (IMT) nadir görülen ve miyofibroblastların iyi huylu ve reaktif proliferasyonuna sahip bir yumuşak doku neoplazi türüdür. Genellikle çocuklarda ve genç erişkinlerde görülür. Akciğer, karaciğer, göz, dalak, lenf düğümü ve mesane gibi organlarda görülmektedir. Bu çalışmada gross hematüri ile acil servise başvuran 41 yaşında erkek hastada tespit edilen mesanenin inflamatuar miyofibroblastik tümörü ele alınmıştır.
Anahtar Kelimeler: Mesane, İnflamatuar Miyofibroblastik Tümör, Hematüri