Editör Kurulu Mesajı
Prof.Dr. R. Gökhan ATIŞ
Yayın Kurulu
Hakem Listesi
İçindekiler
Özgün Araştırma
15 milimetreden büyük impakte proksimal üreter taşlarında supin perkütan nefrolitotomi; Fleksible üreterorenoskopi ve retroperitoneal laparoskopik üreterolitotominin karşılaştırılması
Taner Kargı, Mithat Ekşi, Ali Ayten, Yunus Çolakoğlu, Serdar Karadağ, İsmail Evren, Ahmet Hacıislamoğlu, Hakan Polat, Feyzi Arda Atar, Alper Bitkin, Selçuk Şahin, Ali İhsan Taşçı
Özet
Amaç: Çapı 15 mm’den büyük gömülü proksimal üreter taşlarının tedavisinde sırtüstü mini-perkütan
nefrolitotomi (SMPCNL), retroperitoneal laparoskopik üreterolitotomi (RPUL) ve fleksibl üreterorenoskopinin (FURS) etkinlik ve güvenliğini karşılaştırmayı amaçladık.
Gereç ve Yöntemler: Ağustos 2015-Eylül 2020 tarihleri arasında kurumumuzda proksimal üreter taşı nedeniyle SMPCNL, RPUL ve FURS uygulanan hastaların verileri gözden geçirildi. Toplanan veriler yaş, cinsiyet, vücut kitle indeksi (VKİ) ve hidronefroz derecesi, taş yoğunluğu, ameliyat süresi, hastanede kalış ve iyileşme süresi, komplikasyon oranları ve ameliyat süresi gibi taşsız ve demografik verileri içeriyordu.
Bulgular: Genel olarak 162 hasta dahil edildi. Bu hastaların 52’si (%32,1) Grup 1 (SMPCNL grubu), 53’ü (%32,7) Grup 2 (RPUL grubu), 57’si (%35,2) Grup 3’te (FURS grubu) idi. Ortalama ameliyat süreleri Grup 1’de 53±8.2 dakika, Grup 2’de 63,2±6,6 dakika ve Grup 3’te 73,7±7,5 dakika idi (p=0,000). Ortalama hastanede kalış süresi Grup 3’te diğer gruplara göre anlamlı olarak daha kısaydı (p=0.000). İlk değerlendirmede taşsızlık oranları RPUL, SMPCNL ve FURS gruplarında %100, %90.3 ve %87.7 idi. Bu oran FURS grubunda diğer gruplara göre anlamlı derecede düşüktü (p=0.02).
Sonuç: SMPCNL ve RPUL prosedürleri, proksimal üreter taşları 15 mm’den büyük hastaların tedavisinde FURS kadar güvenlidir.
Anahtar Kelimeler: supin, perkütan nefrolitotomi, büyük impakte proksimal üreter taşları
Özgün Araştırma
20-30 mm böbrek taşları için uygulanan retrograd intarenal cerrahi ve perkütan nefrolitotomi sonuçlarının karşılaştırılması: Eşleşmiş çift analizi
Samet Şenel, Muhammed Emin Polat, Kazım Ceviz, Emre Uzun, Yusuf Kasap, Cüneyt Özden, Antonios Koudonas, Hüseyin Cihan Demirel
Özet
Amaç: 20-30 mm böbrek taşlarında retrograd intrarenal cerrahi ve perkütan nefrolitotomi sonuçlarını karşılaştırmayı amaçladık.
Gereç ve Yöntemler: Ocak 2013 ile Temmuz 2022 tarihleri arasında 20-30 mm böbrek taşı nedeniyle retrograd intrarenal cerrahi ve perkütan nefrolitotomi uygulanan 324 hastanın demografik, radyolojik, klinik ve cerrahi ile ilgili verileri retrospektif olarak incelendi. Tüm hastalar yapılan cerrahiye göre retrograd intrarenal cerrahi grubu ve perkütan nefrolitotomi grubu olarak iki gruba ayrıldı. Yaş, taş sayısı, taş yerleşimi, taş boyutu ve taş yoğunluğu açısından iki grup eşleştirildikten sonra 122 hasta (retrograd intrarenal grupta 61 hasta ve perkütan nefrolitotomi grubunda 61 hasta, 1:1 oranında) çalışmaya dahil edildi.
Bulgular: Retrograd intrarenal cerrahi grubu (%78.7) ve perkütan nefrolitotomi grubu (%80.2) başarı oranları benzerdi (p=0.823). Enfektif ve enfektif olmayan komplikasyonlar açısından iki grup arasında fark yoktu (sırasıyla, p=0.752 ve p=0.61). Ameliyat süresi ve hastanede yatış süresi açısından iki grup arasında istatistiksel olarak anlamlı fark vardı. Retrograd intrarenal cerrahi grubunda ortanca ameliyat süresi 70 (30-100) dakika ve ortanca hastanede kalış süresi 1 (1-28) gün, perkütan nefrolitotomi grubunda ise ortanca ameliyat süresi 90 (50-160) dakika ve ortanca hastanede kalış süresi 4 (2-10) gün idi (p<0.001).
Sonuç: 20-30 mm böbrek taşlarının cerrahi tedavisinde retrograd intrarenal cerrahi, benzer başarı ve komplikasyon oranları, daha kısa operasyon süresi ve hastanede kalış süresi ile iyi bir alternatiftir.
Anahtar Kelimeler: perkütan nefrolitotomi, retrograd intrarenal cerrahi, taş, ürolitiyazis
Özgün Araştırma
Radikal prostatektomi yapılan hastalarda lenf nodu invazyonunu öngören preoperatif nomogramların karşılaştırılması
Osman Can, Cemal Topal, Eyyüp Danış, Muammer Bozkurt, Emin Taha Keskin, Lutfi Canat, Abdulmuttalip Şimşek
Özet
Amaç: Prostat kanserinin cerrahi tedavisinde radikal prostatektomiye bazı durumlarda pelvik lenf nodu diseksiyonu (PLND) da eklenmektedir. Hangi hastada PLND yapılması gerektiğini öngören bazı nomogramlar geliştirilmiştir. Çalışmamızda MSKCC, Briganti ve Partin nomogramlarının etkinliğini değerlendirmeyi amaçladık.
Gereç ve Yöntemler: Retrospektif olarak çalışmaya Eylül 2020 ile Ekim 2022 tarihleri arasında radikal prostatektomi ve PLND yapılmış prostat kanseri hastaları dahil edildi. Çalışmaya toplamda 94 hasta dahil edildi. Hastaların demografik verileri ve prostat spesifik antijen (PSA), klinik evre, gleason skoru, biyopsi özellikleri gibi verileri kullanılarak Briganti, MSKCC ve Partin nomogramına göre lenf nodu invazyonu oranları hesaplandı.
Bulgular: Radikal prostatektomi yapılan 94 hasta çalışmaya dahil edildi. Hastaların 15’inde lenf nodu invazyonu bildirilirken, 79 hastada saptanmadı. Hastaların Briganti, Partin ve MSKCC nomogramlarının eğri altında kalan alan değerleri sırasıyla 0,922, 0,825 ve 0,929 idi. Her 3 nomogramın doğruluk oranı istatistiksel olarak anlamlı şekilde başarılı idi.
Sonuç: MSKCC ve Briganti nomogramlarının lenf nodu invazyonunu öngörmedeki duyarlılığı Partine göre biraz daha yüksek bulunmuştur. Ancak Briganti, Partin’e ve MSKCC nomogramları prostat kanseri hastalarında lenf nodu invazyonunu öngörmede güvenle kullanılabilir.
Anahtar Kelimeler: Partin, MSKCC, Briganti, prostat kanseri
Özgün Araştırma
Benign prostat büyümesinde Rezum prosedürü: Türkiye’den tek merkezli ilk deneyimlerimiz
Mert Kılıç, Mevlana Derya Balbay
Özet
Amaç: Bu çalışmada üriner ve cinsel sonuçlar dahil olmak üzere Rezum prosedürü ile ilgili ilk deneyimlerimizi sunmayı amaçladık.
Gereç ve Yöntemler: Bu retrospektif çalışmaya Haziran 2021 ile Ağustos 2022 arasında Rezum işlemi uygulanan toplam 24 hasta dahil edildi. Her prosedür için prostatın lateral ve varsa medyan loblarına 2 ila 12 enjeksiyon uygulandı. Başlangıç ve takip verileri analiz edildi. Ayrıca prostat medyan lobu olan ve olmayan hastaların sonuçları da karşılaştırıldı.
Bulgular: Ortalama takip süresi 7,5 aydı. Uluslararası Prostat Semptom Skoru tüm hastalarda ortalama 15 puan azalırken (p<0,001), maksimum idrar akışı benzer değerlere sahip üç hasta dışında tüm hastalarda arttı (ortalama 5 mL/s) (p<0,001). İşeme sonrası rezidüel idrarda azalma ise ortalama 55 mL idi (p<0,001). Medyan lobu olan ve olmayan hastalar arasında hiçbir değişken için anlamlı fark yoktu. Hiçbir hastada herhangi bir cinsel kötüleşme ya da majör bir komplikasyon gözlenmedi. Minör komplikasyon olarak, iki hastada makrohematüri, dördünde non-steroidal antiinflamatuar ilaç tedavisi gerektiren dizüri ve iki hastada idrar retansiyonu nedeniyle tekrar kateterizasyon saptandı.
Sonuç: Rezum işlemi prostat medyan loblu hastalarda dahi cinsel fonksiyonları koruyan etkili ve pratik bir prosedürdür.
Anahtar Kelimeler: alt üriner sistem semptomları, minimal invaziv cerrahi, prostat büyümesi, Rezum
Özgün Araştırma
Üreteral stent ilişkili semptomlara intravezikal stent uzunluğunun ve Propiverin’in etkisi-Prospektif kontrollü çalışma
Osman Can, Mustafa Erkoç, Eyyüp Danış, Muammer Bozkurt, Alper Ötünçtemur, Halil Lütfi Canat
Özet
Amaç: Üreteral double J stentler taş hastalıklarında sıklıkla kullanılmaktadır. Stent normal lokalizasyonunda iken stent ilişkili rahatsız edici sempomlara neden olabilmektedir. Bu problem için çeşitli medikal ajanlar ve stent ilişkili çözümler araştırılmıştır. Ancak hala kesin bir ilaç bulunamamıştır. Biz stent ilişkili semptomlar üzerinde propiverinin etkisini araştırmayı amaçladık.
Gereç ve Yöntemler: Çalışmaya haziran 2020 ile mayıs 2022 tarihleri arasında üreteroskopik taş cerrahisi yapılan hastalar dahil edildi. Kontrol grubu tedavi almaz iken tedavi grubu operasyonun 1. haftasından sonra günlük 45 mg propiverin aldı. 1. ve 3. haftanın sonunda stent ilişkili semptomlar üreteral stent semptom anketi (USSQ) ile değerlendirildi. Ek olarak tüm hastaların 3. Hafta sonunda stent alınması sırasında intravezikal stent kısımları cetvel ile ölçüldü.
Bulgular: Çalışmada toplamda 177 hasta değerlendirildi. Bunlardan 87si kontrol grubunu oluştururken 90 hasta tedavi grubunu oluşturdu. USSQ skorlarına göre, üriner semptom skorları, vücut ağrı skorları, genel sağlık skorları, iş performansı skorları, cinsel sağlık skorları, ek problemler skoru ve global hayat kalitesi skoru tedavi gruplarında azalmış bulundu (p<0,001 tüm alanlarda). Tüm hastalarda intravezikal stent uzunluğu 1. hafta sonundaki üriner semptom skoru ile pozitif korele olarak bulundu.
Sonuç: Stent ilişkili semptomlar intravezikal stent boyu daha uzun olanlarda daha fazladır. Propiverin stent ilişkili semptomları başarılı şekilde rahatlatmaktadır.
Anahtar Kelimeler: Propiverin, Stent ilişkili semptom, Double J stent, USSQ